Baş, elektrik sinyallerine karşı kapalı olsa da, manyetizme karşı tamamıyla açıktır. Beyindeki her elektrik sinyali aynı zamanda zayıf bir manyetik alan yarattığı için, ilke olarak manyetik bir beyin dalgası sensörü beyindeki derin elektrik faaliyetlerinin net bir resmini çıkarabilir. Beyindeki manyetik faaliyetin kabataslak resimleri SQUID (süper iletken kuantum karışım cihazı) manyetometrelerle elde edilmektedir, ama beyinde oluşan manyetik faaliyetlerin haritasının çıkarılması, manyetik beyin sinyallerinin zayıf olması (beyin manyetizmi dünyanın manyetik alanından 100 milyon kez daha zayıftır) ve sıfır dereceye kadar soğutulan büyük vakum kaplara bağlanması gereken çok büyük boyda süper iletken detektörler nedeniyle geliştirilememektedir. Yapılması ümit edilen oda sıcaklığındaki süper iletkenlerin ilk vereceği sonuç, yaşayan beynin derinliklerindeki manyetik faaliyet resminin çıkarılmasının çok büyük çapta ilerlemesi olabilir.
Beynin iç faaliyetini görmenin başka bir yöntemi de PET (pozitron emisyon tomografisi) tekniğidir. PET tekniğinde, kan dolaşımına kısa ve çok az dozda radyoaktif şeker verilir. Şeker, beynin metabolik faaliyetinin en yüksek olan kısımlarına, yani "en çok çalışan" beyin merkezlerine gider. Bir pozitron (çok minik zıt madde) yayarak beyindeki varlığını belli eder; bu pozitron sıradan maddeyle temas edince patlar ve iki tane güçlü gamma ışını oluşturur. Beyin bu radyasyon türüne neredeyse tamamıyla açıktır. Başın çevresinde bulunan gamma ışını detektörleri bu iki ışını alırlar ve bir bilgisayar kafatasının derinliklerindeki köklerine gidene kadar bunların izledikleri yolu takip eder.
Bu gamma ışınları bilgisayarın, beynin şeker metabolizmasının kayan yapısının üç boyutlu bir renkli televizyon görüntüsü halinde göstermesine yardımcı olan işaret görevini yapar. PET, Kety'nin beyin çalışması ölçümlerinin dinamik bir versiyonudur. Sadece beyin metabolizmasındaki tüm değişiklikleri kaydetmekle kalmaz, aynı zamanda beynin sahibi çok çeşitli zihinsel işleri yürütürken beynin çalışmasının değişik beyin merkezlerine dağıtılmasındaki değişimi de etkin olarak resimler.
Ölü beyni yıllarca anatomistlerin bıçağıyla inceleyip, parçalara ayrılmış beyin hücrelerini optik ve elektron mikroskoplarla gözledikten sonra, artık çalışan beynin derinliklerine bakmaya, beynin kendi elektriksel ve manyetik etkilerinin yanısıra radyo dalgalarını ve gamma ışınlarını da akıllıca kullanmaya başlıyoruz.
Kaynak:Ayna yayınevi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder